Sıfırdan Yazılıma Nasıl Başlanır?: Yetersizlik Hissi
Yoğun bir dönemden geçtiğim için buradaki yazıları biraz aksattım, o yüzden serinin devamını bekleyenlerden özür diliyorum. Ayrıca İngilizce ile ilgili olan yazıyı da planlamadan kaldırıyorum çünkü onunla ilgili ayrı bir çalışma yapabilirim gelecekte.
Serinin bu yazısında, yetersizlik hissine değinmeye ve bu konuda da sizi önceden uyarmaya çalışacağım.
Öncelikle biraz kendi hislerimden bahsedeyim. Üretme kaygısı, yetersizlik ve baskı hissettiğim zamanlar bolca oluyor. Nereye baksam kariyerini benden daha ileri taşımış birilerini, yaratıcılığı ve verimliliği yüksek olan kişileri veya öyleymiş gibi yarattıkları ilüzyonları görebiliyorum. İster istemez, durumun kontrolünde olsam da bazen kıyas mekanizmam çalışıyor ve kendi başarılarımdan veya iyi deneyimlerimden çok kötü deneyimlerime odaklanmaya başlıyorum.
Bir an düşüncelerimden uzaklaşıp duruma bir yorumcu olarak bakmaya çalıştığımda ise gördüğüm şey bu tabloyla pek alakalı olmuyor genelde.
Yazılım geliştiricisi olma ve gelişimin ortak bir noktası dikkat çekiyor burada benim için. Bazı şeyleri tekrara dayalı ve zamanla öğreniyoruz ve bol bol hata yapıyoruz. Aslında hatalarımızla gelişiyoruz. Diyelim ki bir enstrüman öğreniyorsunuz, bir parçayı kaç kere tekrar pratik etmeniz gerek mükemmel çalmak için? Peki ya kusursuz çalmak için? Diyelim ki kusursuza yakın çaldınız, o parçayı çalarken aklınıza en kusursuz çaldığınız halleri mi gelmeli yoksa pratik yaparken yaptığınız hatalar mı?
Peki siz pratik yapma sürecindeyken sizden daha hızlı şekilde kusursuza ulaşmanız beklense ne hissederdiniz? Veya sizi Beethoven ile kıyaslasalar?
Geleceğim nokta nihayetinde şurası:
Kendinizi başkalarıyla değil yine kendinizle kıyaslayın. Bir gün, bir hafta, bir ay, bir yıl önceki kendinizle.
Kendinize karşı kibar olun. Çünkü yeteri kadar deniyorsanız, zaten yeterlisiniz. Amaç kusursuza ve en iyiye ulaşmak değil sürecin kendisi ve sürecin içinde kalmak olsun.
Reddedilmeye karşı bir bağ geliştirin. Biri sizi reddediyorsa sizin zayıf noktanıza işaret ediyor olabilir ve en güzel gelişimler o noktalardan çıkar. Hele güzel bir şekilde reddedilirseniz daha iyi. O yüzden negatif durumlarda bile nedenini araştırın ve sorun direkt olarak.
Bir keresinde ekip içinde büyük bir iletişim sorununun kullanılan bir ortak dil olmamasından kaynaklandığını fark edip bu konuda bir jargon üretmeye karar vermiştim. Kağıt kalem alarak kullandığımız tüm terimleri yazdım ve ekiple paylaştım. Kısa süre içinde toplantı vakitleri ve sıklığı ciddi oranda azaldı. Bu ufak ama güzel bir başarıydı benim hissettiğim.
Ve sorunu tespit edip yazabilmenin önemini anlamıştım. Şimdiyse her zorlandığımda ilk yaptığım şey sorunu tespit etmeye çalışmak oluyor.
Kendinize bu şekilde iyi hissettiğiniz anları bol bol hatırlatın. Kimse güne veya bir işe başladığında başarısızlıklarının listesini veya umutsuzluklarının listesini okuyarak başlamak istemez. Ancak geçmiş başarıların da bir ilüzyon olduğunu unutmamak gerek. O zaman başarmanıza sebep olan şartlar, şu an değişmiş olabilir. O yüzden burada kendinize hatırlatacağınız şey ilüzyonun kendisi değil geçmişte kendinizi başarılı gördüğünüz yerlerde doğru ve yanlış bulduğunuz noktaları ayırt edip doğru anda tekrarını yapabilmek.
Gelecek yazıda görüşürüz!
Serideki Tamamlamış Yazılar:
Sıfırdan Yazılıma Nasıl Başlanır?: Giriş
Sıfırdan Yazılıma Nasıl Başlanır?: İlk Günler 1
Sıfırdan Yazılıma Nasıl Başlanır?: İlk Günler 2
Sıfırdan Yazılıma Nasıl Başlanır?: Alan Seçme, Adaptasyon, Gelişim ve Network
Sıradakiler
Sıfırdan Yazılıma Nasıl Başlanır?: İş Başvurusu ve Mülakatlar
Sıfırdan Yazılıma Nasıl Başlanır?: İlk İş Deneyimi
Sıfırdan Yazılıma Nasıl Başlanır?: Globale Açılma, Upwork